Sebnem Ferah
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sebnem Ferah

tยгкเאєภเภ г๏ςк קгєภรєรเ
 
PortalliAnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Reklam
Teomanla hersey
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
TakvimTakvim

 

 VOLVOX

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
the_hypochondriac
Admin
Admin
the_hypochondriac


Kadın
Mesaj Sayısı : 292
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 03/10/07

VOLVOX Empty
MesajKonu: VOLVOX   VOLVOX Icon_minitimeSalı Kas. 13, 2007 3:26 pm

Volvox-Türkiyenin ilk sağlam bayan Rock Grubu Utangaç
Duygu, Ebru ve Şebnem Bursa Kolejinde tanışmışlar, Gül Ağırca ile de Bursa'da tanışmışlar. 1988 yılında kurduğu grubuyla önce yadırganan sonra konser teklifleri alan Şebnem Ferah, Sedat Yıldırım Sarıcan'ın da katkılarıyla düzenlenen 1989 yılındaki "Bursa 1. Rock Station Günleri"nde kardeş grup "Pentagram"'la aynı sahneyi paylaştı. (Şebnem solo çalışmalarında ilk iki albümünde Pentagram elemanlarıyla çalışmıştır.) "Volvox" Bursa'da Tayyare Sinemasında konser verdi. Şebnem Ferah o zamanın en iyi grubu sayılan Bursalı "BANDAJ" grubuna vokal yaptı ama sadece konserde... Bursa'da bir takım konserler verdikten sonra ilk İstanbul konserlerini "28 Nisan 1991" Saat 14:00'de "Pentagram"'la birlikte Pangaltı İnci Sinemasında verdiler. Biletler 20000 TL'dı. Boğaziçi Üniversitesinde, O.D.T.Ü Festivalinde, Bilsak Rock Cafede, İzmir Clup 33 de unutulmaz konserler verdiler. 1992 yılında Duygu Karpuz'un gruptan ayrılmasıyla klavye ve geri vokal olarak Özlem Tekin "Volvox" semalarında yerini aldı. Özlem Tekin'in sahne tecrübesi olmasına karşın diğer hatunların sahne tecrübeleri yoktu. Çünkü o zamana kadar sadece konser vermişlerdi. Bunun üzerine ilk sahne tecrübelerini Bedri Baykam'ın açtığı "Dadaist" barda gerçekleştirdiler. Sonra "Sis" ardından da "Kemancı" geldi. "Sis" ve "Kemancı" grubun okulu haline gelmişti. Bu iki mekan hatunlara müzik adına pek çok şey öğretti. Önceleri kızlardan oluştuğu için yadırganan "Volvox" sonradan "Kemancı" ve "Sis" barın vazgeçilmez simaları haline geldi. Konserler, sahne çalışmaları birbirini kovaladı. Derken kaset çıkarmaya karar verdiler. Provalar yaptılar, demoyu hazırladılar, parçaların tamamı ingilizce olarak hazırlandı, besteler, enstrümanlar hazırdı. Ne olduysa! Kaseti çıkartamadılar!!! Şimdi Şebnem Ferah'ın müzik arşivinin en güzel yerinde "Volvox"'un demosu duruyor. Daha sonra Ebru Bank gruptan ayrıldı onun yerine Buket Doran(bass) geçti.
Fakat albümün çıkartılamaması ile başlayan ve gruptan ayrılmaların devam etmesi sonucunda --Ebru Bank'tan sonra Özlem Tekin'de gruptan ayrıldı-- 1994 yılında "Volvox" dağıldı. "Volvox" dağıldı ama hatunlar müziği bırakmadı.

Özlem Tekin dört adet solo albüm çıkardı. Ebru Bank "Volvox"'tan ayrılınca Cenk Eroğlu ile evlendi, Cenk'le birlikte Mirkelam'ın "Her Gece" ve Tüzmen'in "Son Rüya" adlı kliplerinde rol aldı. Şimdilerde Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve bir de kızı var.
Ebru Bank gruptan ayrılınca onun yerine bass gitara Buket Doran geçmişti. Buket hala Şebnem'in gerçek kadrosunda yer alıyor ve menajerliğini yapmakta. Gül Ağırca ise bir ara "Indians" grubunda perküsyon çalıyordu. O da Şebnem'e konserlerinde perküsyon çalarak eşlik ediyor. Duygu Karpuz ise "Volvox"'tan ayrıldıktan sonra pek gündeme gelmemiş.
"Volvox" dağılsa bile dostlukları hep kalıcı. Müzik bu insanları birbirine kenetlemiş. Onlar kavga etmek yerine dost olmayı, beraber bir şeyler paylaşmayı tercih etmişler. Onları bir arada tutan şey sadece "Volvox" değil birbirlerine duydukları temiz kalplerindeki aziz Sevgileriydi...
Kim Ne Derse Desin Volvox zamanında ilk ve tek unutulmayacak bir gruptu ve bizler sizin gibi kendini iyiye ve başarıya endekslemiş gerçek müzisyenlerle gurur duyuyoruz

...ve 1994 yılında rock magazin dergisinde yayınlanan volvox röportajı ;
Live performans açısından en yetkin rock gruplarından biri olduğunu kısa zamanda kanıtlayan Volvox, ne iyi etti de İstanbul'a geldi. Şu anda bütün gözler onların üzerinde. Yazın Dadaist (R.I.P.) ile başladıkları bar gösterilerini Rock'ın iki farklı mekanı Sis ve Kemancı'da değişik günlerde sürdürüyorlar. Şebnem Ferah (Vokal, gitar), Ebru Bank (Bas), Gül Ağırca (Davul) ve Özlem Tekin (Klavye, vokal) enstrüman hakimiyetleri, profesyonellikleri ve farklı karizmaları ile dikkat çekiyorlar. Volvox ile o gece çalacakları Sis'te (Nite Calls) buluştuk. Konyaklar, kahveler, biralar, sound check'ler, saboterler eşliğinde gerçekleşen muhabbet kombinasyonları bilgilerinize sunulur.
ROCK! : Okulu ne yaptın?
ŞEBNEM FERAH : Ben aslında bu yıl İstanbul'a geldim. O.D.T.Ü. Ekonomi bölümünde öğrenciyim ama Boğaziçi'ne geçmeye çalışıyorum. Bölümümü pek sevmiyorum, gelecekte de müzikle uğraşmak istediğim için önemli olan herhangi bir bölümden mezun olmak.
ROCK! : Can yeleği gibi bir şey yani...
ŞEBNEM FERAH : Evet.
ROCK! : Volvox ne demek?
GÜL AĞIRCA : Volvox Latince'de bütün ses anlamına geliyor. Biyolojide de tek hücreliler kolonisi demek. İsmimizi çok seviyoruz.
ROCK! : Nasıl bir araya geldiniz?
ŞEBNEM FERAH : Ben lisedeyken kuruldu bu grup. Babam beni ilkokuldayken mandolin kursuna yazdırmıştı. Okul orkestrasında solisttim, sonra bu grubu kurdum. Biz aslında çok şanslıyız, ailelerimiz bizi hep desteklediler, her konserimize geldiler. Rock farklı algılandığı için biz onlara bunun en temiz yönlerini göstermeye çalıştık; bir yandan onları, bir yandan kendimizi eğittik. Bize köstek olmadılar, desteklemeye çalıştılar. Ama Gül'ün ve Ebru'nun ailesi önce olumsuz bakıyorlardı.
GÜL AĞIRCA : İlk başta karşı çıktılar, ama ben "Davul çalıcam!" diye tutturdum, kurs paramı stüdyoda çalışmak için harcadım. Şu anda onlardan ayrı yaşıyorum. Onaylamasalardı İstanbul'da olmazdık.
ROCK! : Grupta ön plana çıkanlar var mı?
GÜL AĞIRCA : Yoo, biz beş senedir birlikte çalışıyoruz. Beraber çalmaktan mutluyuz, bundan başka bir alternatifimiz yok. Dolayısıyla herkes kendisini nasıl mutlu hissediyorsa öyle çalıyor, istediği yerde duruyor. Bunlar konu bile olmuyor, herkes görevini yapıyor. Sadece yaptığımız müzikle ilgileniyoruz.
ROCK! : Rock yapıyor diye kızları sahneden indirip karakola götürüyorlar...
ŞEBNEM FERAH : Onlar orası pavyon mu rock bar mi onun bile farkında değiller. Orada kendi isteğinizle bulunup bulunmadığınız umurlarında değil. Sonuçta biz ne olup bittiğini anlamak için Emniyet Müdürlüğüne gittik. Bize içkili yerlerde çalışma izni veren bir kart vermek istediler; yani konsomatrislere verilen bir şey. İleride benim sicilim incelendiğinde "Bu kadının ves*kası varmış" denecek. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz sanat yapmaya çalışıyoruz, müzikle ilgileniyoruz, başka bir şeyle değil. POPSAV üyelik kartı aldık. Herhalde bundan sonra başımıza böyle bir şey gelmez. Elimizde müzik aletleriyle sahnede başka ne yapabiliriz ki?
ROCK! : Rock ile içki arasında bir çift gerektirme var mı acaba?
ŞEBNEM FERAH : İçki bizim için bir alışkanlık değil, sadece canımız istediği için içiyoruz. Rock'la arasında bir paralellik yok, bu sadece kişisel tercih. Belki de rock dinlemeyenler daha fazla içiyordur.
ROCK! : Türkiye'de rock ne durumda?
ŞEBNEM FERAH : Biz doğru olanı yapmaya çalışıyoruz. Bence Türkiye'deki Rock grupları bundan 20 yıl sonrası için çok önemliler. Bütün koşullar düşünüldüğünde biraz daha mantıklı davranmamız gerek. Türkiye'de şu anda her açıdan bir geçiş devresi yaşanıyor. O nedenle su anda çok zor bir durumdayız aslında. Metallica, Bon Jovi konserlerinde bütün bir stadyum doluyor, bir Türk grubu ise kaset yapamıyor. Acaip çelişkiler yaşanıyor, o nedenle şu anda yaptıklarımız 20 yıl sonrası için çok önemli.
ROCK! : Rock'ın popüler olması bazı ortodox rockerları rahatsız mı ediyor?
GÜL AĞIRCA : Artık bir altyapı oluşuyor. Stadyum konserlerinde herkes şarkılar söylüyordu. Rock'ın underground olmaktan çıkıp popüler olması bence daha doğru. İnsanların sevdikleri, dinlemekten hoşlandıkları şeylerin underground olmasını zorlamakta bir anlam yok. MTV'de her türlü grubu izliyorsunuz. Türkiye'de underground konusu bence çok fazla abartıldı. Bir şeyler gerektiği gibi yapılamadığı için bunun arkasına sığınıldı.
ROCK! : Fraksiyonlara ayrılma anlamında Türkiye'de Sol ve Rock benzerlik gosteriyor mu?
GÜL : Sol-sağ konusu çok derin bir konu. Çok tartışıldı. Türkiye'de Rock konusunda çok fazla şey yapılmadı bence; bu nedenle bir bölünmeden çok, bir bütünleşmeden söz edilmesi gerekir. Şu anda attığımız her adım sonrası için önem taşıyor. 15,000 satacak kaset yapmaktan çok, yeni bir rock dinleyicisi kazanmak bizim için daha önemli. Daha büyük prodüksiyonlar gerçekleştirmek için bekliyoruz. "Keşke" demeyeceğimiz bir yapım olsun istiyoruz.

-
ROCK! : En yeni elemansın. Topluluğa katılışın nasıl oldu?
ÖZLEM TEKİN : Ben daha önce hep erkek gruplarıyla sadece solist olarak çalıştım. Şimdi hem çalıp, hem söylüyorum ve çok mutluyum. Önceleri barda çalınacağı zaman gruba katılan bir elemandım, şimdi öyle değil. Belki kaset yapılacağı zaman klavye çalacağım.
ROCK! : Sahne için özel hazırlık yapıyor musunuz?
ŞEBNEM : İçimizden geldiği gibi davranıyoruz. Şov olsun diye yaptığımız pek bir şey yok.
ÖZLEM TEKİN : Herkes normal, çok da değişik giyinmiyoruz aslında.
ŞEBNEM : Artık insanların bizi normal bir Rock grubu olarak kabul etmelerini istiyoruz. İnsanlar eğlensinler, gelsinler. Biz çalarken çok eğleniyoruz.
ÖZLEM : Kadın olarak enstrümanları taşırken çok zorlanıyoruz. Bir de ciddiye alınmıyoruz, alınınca başımıza söylediğimiz şeyler geliyor. İnsanlar bizi tanıyor bu da bize güven veriyor.
ROCK! : Sahnede olmanın avantajını kullandınız mı? Mesela çalarken barın bir ucundaki çocuğu gözünüze kestirip "Ben bunu götürürüm" yaptınız mi?
ÖZLEM : Öyle şeyler çok farklı olmuyor. Ben uzun ilişkilerden yanayım. Prensimi bekliyorum.
ŞEBNEM : Benim prensim yok da...
ÖZLEM : Aslında olmuyor değil yani...
ŞEBNEM : Ama bunu herkes yaşıyordur. Bunun için rockçı olmaya gerek yok. Buraya çok etkileyici kızlar da geliyor.
ÖZLEM : Ohoo! Önümüzde neler oluyor!
ROCK! : Konsantrasyonunuz bozulmuyor mu?
ÖZLEM : Yooo!
ŞEBNEM : Oraya çıkınca kalabalıkla hiçbir ilişkimiz kalmıyor.
ROCK! : Bar geyiklerine rastladınız mı?
ÖZLEM : Herifin biri çiçek gönderdi. Yapraklar klavyeye döküldü. Deli oldum. Orgu mu temizliyim, napiim? Çıldırdım.
ŞEBNEM : Öyleleri yanlışlıkla geliyorlar. Bakınıyorlar, anlamıyorlar.
ÖZLEM : Evet, Çince konuşuyorlar. Ha ha ha! Görevliler uyarınca onlar da gidiyorlar. Bizim çaldığımız müzikle pek eğlendiklerini söyleyemem.

-
ROCK! : Müzik dinlerken tür ayrımı yapıyor musun?
EBRU BANK : Müzisyen olarak her yeni çıkan şeyi izlemeye çalışıyorum. Kim ne yapmış, nasıl çalmış, ne kullanmış... Queensryche, Heart, Phantom Blue, gitar virtüözlerini, Dio'yu severim.
ROCK! : Teknik mi,melodi mi?
EBRU BANK : Bakıp görmek için teknik ama birincil olarak melodi, kulağa hoş geleni dinlemek isterim, her ne kadar ders çalışır gibi müzik dinlesek de... Melodi kötüyse en fazla bir ya da iki kere dinlerim.
ROCK! : Hiç "Ben bu şarkıyı sevmeliyim" deyip rockçılığından utandığın şarkılar oldu mu? Ace of Base'in "All That She Wants"'i gibi...
EBRU : Hayır. Hiçbir zaman fanatik olmadım. Mesela Mariah Carey'i severim. Deep Purple'i çok severim ama "1 numara odur" demem. Her grubun iyi kötü yanları var.
ROCK! : Bu yıl en çok beğendiğin şarkı hangisiydi?
EBRU : Seçim yapmasam olmaz mı? (Biraz düşündükten sonra) Galiba Aerosmith'den Cryin'
ÖZLEM : Ben bir beste yaptım. Öyle güzel oldu ki...

-
ROCK! : Seçim yapmak zorunda olsaydın kimi seçerdin? Beavis mi, Butt-Head mi?
ÖZLEM : Butt-Head'i
ROCK! : Niçin?
ÖZLEM : Beavis'in anlamı daha kötü de ondan. He he he!
ROCK! : Sis ve Kemancı hakkında ne düşünüyorsun?
ÖZLEM : Çaldığımız mekanlar çok hoş. Bizi sevenler geliyor. Sürekli müşteriler...
ROCK! : Masalarınız oluşmaya başladı mı?
ÖZLEM : Kemancı'yı de seviyorum ama Sis'te sanki organik bir yakınlık var. Çok farklı bir ev gibi... Ses düzeni, gelen insanlar... Hepimiz çok seviyoruz.
ROCK! : Yoğun bir temponuz var, nasıl dayanıyorsun?
ÖZLEM : Çok zorlanıyorum ya! Okulum ağır ya! Şikayetçiyim.
ROCK! : Tür ayrımı yapar mısın?
ÖZLEM : Çok az! Çayı bazen üç şekerli bazen şekersiz içmem gibi. Tabii ki yelpazenin belli bir yerindeyim. O günkü ruh halime bağlı. Bol klavyeli, geri vokalli melodik Amerikan Rock ağır basıyor. Ama klasik de dinlerim.
ROCK! : İnsanın depresif takıldığı günler vardır. "Benimle ilgilenin" der arkadaşlarını eve çağırır, sonra iki kelime konuşmaz. Böyle zamanlarda ne dinlersin?
ÖZLEM : Depresif olduğumu söylerler. Agresif durumlarım da olur. Çabuk değişirim. Hangi ruh halindeysem, onun tersi her şeyi dinlerim. Bir an önce kafamı dağıtayım diye...
ROCK! : İstemediğin birileri ile bir arada olmak zorunda kalsan ne yaparsın?
ÖZLEM : Ay! İğrenç bir şey. Enerjiksem eğlenir görünüp dalga geçerim. Yoksa kalkıp giderim.
ROCK! : Ebru, Özlem hep böyle midir?
EBRU : Evet. Eğlenceli, hoş konuşur.
ROCK! : Özlem, Nina Hagen'i beğenir misin?
ÖZLEM : Evet nereden bildin? Bayılırım o kadına. O yaradılıştaki insanlara... Joan Jett, Sinead O'Connor...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://teofan.forumzen.com
dicle
Admin
Admin
dicle


Kadın
Mesaj Sayısı : 167
Yaş : 32
Nerden : ANKARA
Kayıt tarihi : 07/11/07

VOLVOX Empty
MesajKonu: Geri: VOLVOX   VOLVOX Icon_minitimeCuma Şub. 22, 2008 5:14 pm

"Volvox" adı aslında biyoloji dersinden geliyor...Şebnem biyoloji dersindeyken keşfetmiş bu adı.
Volvox'un anlamı;Tatlı sularda yaşayan, yaklaşık 8. 000 ile 40. 000 hücreden oluşan, gelişme evresi morula evresinde kaldıgından dokulaşma ve organlaşma olmayan ototrof canlılardır.

Tarihçe...

1988 yılında Şebnem Ferah tarafından kurulmuş, tamamı kızlardan oluşan Bursa'lı bir hard rock grubu.Grupta Şebnem Ferah, Duygu Karpuz, Ebru Bank, Gül Ağırca, Arzu Kaprol, Buket Doran ve 1992 yılında gruba dahil olan Özlem Tekin boy gösterdi
Duygu, Ebru ve Şebnem Bursa Kolejinde, Gül Ağırca ile de Bursa'da tanışmışlar. 1988 yılında kurduğu grubuyla önce yadırganan sonra konser teklifleri alan Şebnem Ferah, Sedat Yıldırım Sarıcan'ın da katkılarıyla düzenlenen 1989 yılındaki "Bursa 1.ci Rock Station ünleri"nde kardeş grup "PeNTaGRaM" la aynı sahneyi paylaştı. (Şebnem solo çalışmalarında ilk iki albümünde Pentagram elemanlarıyla çalışmıştır.)
"VoLVoX" Bursa'da Tayyare Sinemasında konser verdi. Şebnem Ferah o zamanın en iyi grubu sayılan Bursalı "BANDAJ" grubuna vokal yaptı ama sadece 1 konserde.Bursa'da bir takım konserler verdikten sonra ilk İstanbul konserlerini "28 NİSAN 1991" SAAT 14:00'De "PeNTaGRaM"la birlikte Pangaltı İnci Sinemasında verdiler. Biletler 20.000 TL'dı.
Boğaziçi Üniversitesinde, ODTÜ Festivalinde, Bilsak Rock Cafede, İzmir Clup 33 de unutulmaz konserler verdiler. 1992 yılında Duygu Karpuz'un gruptan ayrılmasıyla klavye ve geri vokal olarak Özlem Tekin "VoLVoX" semalarında yerini aldı. Özlem Tekin'in sahne tecrübesi olmasına karşın diğer üyelerin sahne tecrübeleri yoktu.Çünkü o zamana kadar sadece 1 konser vermişlerdi.Bunun üzerine ilk sahne tecrübelerini Bedri Baykam'ın açtığı "DADAİST" barda gerçekleştirdiler.Sonra "SİS" ardından da "KEMANCI" geldi. "SİS" ve "KEMANCI" okulun grubu haline gelmişti.Bu iki mekan grup üyelerine müzik adına pek çok şey öğretti.Önceleri kızlardan oluştuğu için yadırganan "VoLVoX" sonradan "KEMANCI" ve "SİS" barın vazgeçilmez simaları haline geldi.
Konserler, sahne çalışmaları birbirini kovaladı. Derken albüm çıkarmaya karar verdiler.
Provalar yaptılar, demoyu hazırladılar, parçaların tamamı ingilizce olarak hazırlandı, besteler, enstrümanlar hazırdı.Ancak albüm hiç bir zaman piyasaya çıkmadı.Şimdi Şebnem Ferah'ın müzik arşivinin en güzel yerinde "VoLVoX"un demosu duruyor.

Daha sonra Ebru Bank gruptan ayrıldı onun yerine Buket Doran(bass) geçti.Fakat albümün çıkartılamaması ile başlayan ve gruptan ayrılmaların devam etmesi sonucunda Ebru Bank'tan sonra Özlem Tekin'de gruptan ayrıldı. 1994 yılında "VoLVoX" dağıldı.
"VoLVoX" dağıldı ama üyeleri müziği bırakmadı. Özlem Tekin 5 adet solo albüm çıkardı.
Ebru Bank (Boğaziçi Üniv. İngiliz dili ve Edebiyatı mezunu) "VoLVoX"tan ayrılınca Cenk Eroğlu ile evlendi. Cenk'le birlikte Mirkelam'ın "Her Gece" ve Tüzmen'in "Son Rüya" adlı kliplerinde rol aldı. Şimdilerde Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve bir de kızı var.
Ebru Bank gruptan ayrılınca onun yerine bass gitara Buket Doran geçmişti. Buket hala Şebnem'in gerçek kadrosunda yer alıyor ve menajerliğini yapmakta.
Gül Ağırca (Marmara Üniv. güzel sanatlar endüstri tasarımı mezunu) ise bir ara "Indians" grubunda perküsyon çalıyordu.Ancak o da artık davul çalmayı bırakmış.
Duygu Karpuz ise "VoLVoX"tan ayrıldıktan sonra "Zardanadam" grubunun eski davulcusu Tolga ile evlenmiş.
Arzu Kaprol ise modacıydı.Volvox daha İstanbul'a gelmeden o ayrılmıştı.En son Şebnem ve Özlem'in giysilerini hazırlıyordu.

VOLVOX'un unutulmaz parçaları..

Rock'n Fly
Gates Of Hell
Burts İn Fire
Die Hard
Queen Of The Kings
Where Does Love Live No
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.neararsanburda.forumt.biz
the_hypochondriac
Admin
Admin
the_hypochondriac


Kadın
Mesaj Sayısı : 292
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 03/10/07

VOLVOX Empty
MesajKonu: Geri: VOLVOX   VOLVOX Icon_minitimeCuma Şub. 22, 2008 5:15 pm

saol kuzu Göz kırpan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://teofan.forumzen.com
 
VOLVOX
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sebnem Ferah :: Şebnem Ferah :: Şebnem Ferah(Diğer)-
Buraya geçin: